Kolumuzda meydana gelen uyuşmalar hafife alınmamalıdır. Kol uyuşması, toplumumuzda yaygın bir sorun olmasına rağmen, her kol uyuşmasının kalp krizine işaret ettiğini söylemek doğru değildir. Kolumuzda meydana gelen bir uyuşmanın kalp krizinden mi yoksa kol kas sinir sisteminden mi kaynaklandığının tam olarak tespiti gerekmektedir. Kalp krizi olup olmadığı, diğer kriz belirtileri ile bağlantı kurulduğunda ortaya çıkar. Bu nedenle kol uyuşması, hayati tehlike oluşturabilecek nitelikte bir kalp krizi belirtisi olabilir. Sol kolda meydana gelen uyuşmanın tam olarak ne şekilde geliştiği, ne zaman ortaya çıktığı ve günlük işlerimizi ne kadar engellediği, koldaki uyuşmanın nedeni hakkında daha detaylı bilgi verecektir.

Kalp krizi meydana geldiğinde sadece sol kolda uyuşma olmaz, bununla birlikte ağrı da gelişebilir veya göğüste ağrı olmadan da kalp krizi ortaya çıkabilir. Öyle ki, kalp krizi geçiren hastalar doktora gittiklerinde, daha önceden de kalp krizi geçirdiğini fakat bunun farkında bile olmadığını doktorlardan öğrenmektedir. Kalp krizinin ortaya çıkışı ile sol kolda oluşan uyuşma genellikle doğru orantılıdır; yani kol uyuşması başlamış ise kalp krizi olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.

Kalp, istemsiz çizgili kas yapısına sahiptir. Kalbin hiç aksamadan sürekli kasılıp gevşeyen yapısı ile ömür boyu kendiliğinden çalışması, insan hücrelerinin canlı kalması için yaşamsal öneme sahiptir. Kalbin kasılması sistol, gevşemesi ise diastol olarak adlandırılır. Kalp kası, impuls ihtiyacı olmayan, çalışmak için kendi ikazlarını kendisi oluşturan bir yapıdadır. Fakat kalbin çalışması merkezi sinir sisteminin denetimi altındadır. Kalpte bulunan sempatik sinir yapısı ritmik kasılma ve bırakma hareketlerinin hızını artırırken, parasempatik sinir yapısı ile de kalp kaslarının yavaşlatılması sağlanır.

Kalbin üzerinde ve kanın vücuda dağılımını ve toplanmasını sağlayan damarlar bulunur. Kan içinde ortaya çıkan bir kan pıhtısı ya da yağ parçası, damarlardan kalbe kanın girişini aniden kapattığında kalp krizi ortaya çıkar. Fakat damarlarda zamanla meydana gelen yağ tabakalarına bağlı daralmalar, kan akışını yavaşlatarak kanın ilk etkilediği bölgelerden biri olan sol kolun uyuşmasına neden olur. Sol kolun hemen etkilenmesinin nedeni dolaşım sisteminin yönü ile ilgilidir; kan, vücudumuzda sol taraftan kalp aort atardamarlarına pompalanır ve dolaşım sağ taraftan yine kalp tarafından toplanır.

Kış aylarında havanın soğumasına bağlı olarak damar yapısında meydana gelen katılaşmalar, daha önce kan akışını az da olsa sağlayan damarların iyice kan akışını durdurmasını sağlar ve uyuşma başlar. Tam tıkanıklık oluştuğunda, kalp durmaya zorlanır. Kendi istemiyle çalışan kalp için iki seçenek ortaya çıkar: bunlardan birincisi basınçla damarın zayıf yerinden damarı patlatmak, ikincisi ise zorunlu olarak durmak. Genellikle ikincisi olur ve kalp durur; bir süre titreşim hali meydana gelir. Müdahale edilmezse hasta kaybedilebilir. Kendiliğinden de çalışabilir, ancak yapılması gereken 112'nin aranması ve ilk yardım uygulaması yapılmalıdır.

Kol uyuşmasının kalp krizi ile oluştuğu tam olarak tespit edilmişse, kol uyuşması hissettiğimiz anda kardiyoloji doktoruna başvurulmalıdır. Geciken her saat aleyhinize işlemektedir. Doktorunuzun ilk müdahale olarak yapacağı tedaviler arasında anjiyo ve kapalı damara stent takılması olabilir. Kalp krizi riskinin azalmadığı durumlarda hekiminiz, tıkanıklığa yol açan damarların açılması için kalp baypas ameliyatı önerecektir. Tedavinin devamında kan tahlilleri yapılarak kolesterol ve kan değerleri kontrol edilir. Özellikle kolesterol normal seviyelerde değilse, diyetisyen tarafından diyet programı verilecektir. Kalp krizine bağlı kol uyuşukluğunun tedavisinde kolesterolün düşürülmesi hayati önemdedir.